Davet Sofrası

Geçen hafta verdiğim yemek davetini sizlerle paylaşmak istedim. Beni genelde günler öncesinden bir telaş alır. Menüyü hazırlarken notlar alırım ve değişik ne yapabilirim diye internetde dolaşırım. Bu yüzden sizlerede fikir verebilmesi için menüyü paylaşmak istedim. Birçoğu her zaman yaptıklarımdandı. Yeni 2 tane meze denedim.
Bunlardan birisi sevgili Filiz'in blogunda gördüğüm ve çok hoşuma giden tel şehriye salatası idi.

Diğeri ise zeytinli patates salatası. Bunu bir blogda görmüştüm ne zamandır yapmayı düşünüyordum. Ama şu anda nerede gördüğümü hatırlayamıyorum. Kısaca anlatmak gerekirse ben yaklaşık 1 kg patatesi haşladım. Bu sırada 1 adet soğanı robotta incecik kıydım ve çok az yağ ile kavurdum. Haşlanan patatesleri soğanla karıştırdım. İçerisine ince ince kıydığım maydonoz ve dereotunu koydum. Zeytinyağı, limon , tuz ve karabiberde koyarak karıştırdım. Diğer tarafdan içi biberli yeşil zeytinleri ince ince doğrayarak çukur bir kaba ortadan başlayarak yukarı doğru daireler çizerek dizdim ve patates karışımını içine iyice bastırarak koydum. 1 gece dolapta beklettikden sonra ters çevirip servis yapabilirsiniz.
Gelelim tüm mezelerin listesine;
- Tel Şehriye salatası
- Zeytinli patates salatası
- Fava (Balığın yanında olmazsa olmazlardandır benim için)
- Yoğurtlu kırmızı lahana turşusu
- Brokoli Salatası
- Kuru fasulye piyazı (Bu davetliler tarafından geldiği için resimde yer almıyor)
- Çiğ köfte (Yine buda daha sonra geldi)
- Kırmızı biberli lor; Bunun yapılışı ise oldukça kolay ve peynir tabağını zengin gösteriyor. Lor, zeytinyağı, maydonoz ve dereotunu ve isteğe göre baharatları karıştırıp. Çekirdekleri çıkartılmış kırmızı biberlerin içerisine doldurulur daha sonra dilimleyerek servis yapılır.
Çorba olarak mercimek çorbası.
Vee ana yemeğimiz.

Tuzda Balık ve fırında sargoz . Ama ben koşturmacada sadece tuzda Sinarit'in fırından çıkmış halini fotoğraflayabilmişim. Tuzları kırıldıktan sonraki manzarayı bile çekemişim. Tabii bizde balık işleri eşimden sorulur. Denizden vurup sofraya getirene kadar onun sorumluluğundadır. Bu balık 2 kg. civarında olduğu için tuzda yapmaya karar verdi. Ben tam olarak bilmesemde şöyle tarif ediyim. Balığı güzelce alüminyum folyoyla sarıyoruz(Normalde restaurantlarda bu şekilde yapılmıyor ama biz içerisine tuz kaçma riskine karşı alüminyum folyoyu tercih ediyoruz. Nasıl olsa derisi yenmediğinden balığa bir zararda vermemiş oluyor. Daha sonra her yerini elimizi suyla ıslatarak kalın tuz ile kaplıyoruz. Yaklaşık 2 kg tuz gitmiştir herhalde. İyice tuz yapışıyor ve 1, 1.5 saat civarı fırında pişiyor. (Balığın büyüklüğüne bağlı) Pişip pişmediğini görmek için balığın ağzına bir kürdan koyabilirsiniz. Biz bu sefer öyle yaptık. Birde gözünü koymayı unutmadık :) Bir zeytinle gözünün olduğu yere süs mahiyetinde bir zeytin koyduk. Balıklar için eşimin zıpkınına ve ellerine sağlık diyorum.
Tatlı olarakda yine misafirlerimin getirdiği Künefe vardı. Yani bana pek birşey kalmadı anlayacağınız :)
Herkese Sevgiler..